2010'a yaptığımız hareketli girişin ardından biraz durulmak adına Asiye, ben, Anka, Kıtmir ve Tarçın; adeta birer k.di gibi (Küfürleri sansürleme yemini) yayıldık ve ikindi ezanına kadar süren bir brunch yaptık.
Yılın ilk gününün verdiği şevkle zamanımızı nasıl değerlendirelim diye konuşurken gözlerimizden okunan "Bebeğim ikimiz de biliyoruz ki biz hayatta bugün k.çımızı kaldırıp bir şey yapmayız." bakışlarına sadık kalıp film izlemeye karar verdik. Film izleme kararını hayata geçirmeye daha başlamadan Asiye'den cılız bir "Dışarı çıkıp koşalım, dibine işenecek nice ağaçlar, koklanacak nice popolar, amaçsızca kovalanacak nice k.diler var." teklifi geldi ancak benim bariz tepkisizliğim ve Kıtmir'le Tarçın'ın aniden kulaklarımızda çınlayan dışarı çıkıp gezme planlarına ek olarak bizim günler süren rahibelik sürecimizi de göz önünde bulundurunca evin kapıları otomatik olarak içerden kilitlendi.
Dördümüz Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan'ın yönettiği "İki Dil Bir Bavul"u izlemeye başladık. Biz filme başlamadan Anka evinde gitmişti, sonra Tarçın ve Kıtmir çıktı.
Film hakikaten izlenesi. Beyniniz Hollywood yapımlarından jöleye dönüşmemişse ve Avatar'dan çıktığınızda (Dipnot: Filmin isim hakkını b.k varmış gibi on dört yıl önce alıp M. Night Shylaman'ı herkesin asıl Avatar diye bildiği 'Avatar the Last Airbender'ı "The Last Airbender" ismiyle piyasaya çıkarmak zorunda bırakan James Cameron'ı esefle kınıyorum.) "Konu klişeydi ama efektler iyiydi." demişliğiniz varsa İki Dil Bir Bavul'u izleyiniz.
Ne var ki başlıkta adı geçen "deha" Orhan Eskiköy-Özgür Doğan ikilisi değil. Çağımızın yönetmeni Çağan Irmak. İki Dil Bir Bavul'dan sonra Tarçın ve Kıtmir'i bekleyip üstadın son filmi "Karanlıktakiler"i izlemeye karar verdik.
Size neler hissettiğimi şöyle ifade edeyim: Hani erkekler lise son sınıfta saçını uzatmaya, günümüzde kızlar ugg (Şu kanguru derisi olduğu iddia edilen botlar -ki kanguru derisi çağımızda olmazsa olmaz bir ihtiyaç çünkü biliyorsunuz buzul çağında yaşıyoruz!-) giymeye, devlet büyükleri kapalı yerlerde sigarayı yasaklamaya ya da ne bileyim, İsmail YK müzik yapmaya karar verir ve bunlar aslında insanoğlunun evrimini aksi yönde etkileyen fenomenlerdir ya; işte bizim bu filmi izleme kararımız da aynı doğrultudaymış; bilemedik.
Utanarak itiraf ediyorum ki filme feci önyargılı başladım çünkü daha insanlar Issız Adam'ın aslında yönetmenin bizzat kendisi olduğunu ve Ada isminin hem bayanlara hem erkeklere konduğunu, fakat meselenin bu olmadığını, başka bir şey olduğunu, Çağan Irmak'la ilgili bir şey olduğunu, artık anlayın olduğunu- neyse; işte bütün bunları idrak edemeden "Karanlıktakiler" peydah oluverdi ve insanlar "Ne oluyor?" dedi. Ben dedim en azından.
Velhasılıkelam, film başladı; bilindik Çağan Irmak saplantıları; küçük "ERKEK" çocuklar, çocukların o kadar da masum olmamaları, baba figürünün ortada olmaması, olanın da silik olması, erkek çocuğunun annesiyle sorunları olması ve dominant annesinden gizlice nefret etmesi; kadının zaten kopuk olması ve benzeri bin tane terane... "Bakalım" dedim "neyi istismar edip fondan hangi müziği dayayarak ağlatacak?"... Ağlatmadı...
Keşke ağlatsaydı.
Efendim bu aslında sündürülmüş bir kısa filmdir ve üniversitede bitirme tezi olarak sunulabilecek çok da parlak olmayan bir projenin ite kaka bir buçuk saatlik filme dönüştürülmesi galaksimizde yazılı olmayan kanunlarca yasaklanmıştır.
Bir de... Be DEHA! Sen zamanında "Mustafa Hakkında Her Şey"i çekmişsin, "Ulak"ı çekmişsin... Karın ağrın ne ki aslında Manhattan'da yaşıyor olması gereken karakterleri alıp Taksim'in orta yerine yapıştıran (Issız Adam İstanbul'da geçiyor olamaz arkadaşlar. Ben beş yıldır buradayım daha sinema filmlerine, dizilere kostüm tasarlamaktan sıkılıp kendini -eşcinsellik alt metni olsun diye bu arada. Dolaptan çıkınız!*- kız çocuklarına kovboy kostümü dikip kiralamaya ADAyan ve bu işten cehennem gibi para kazanıp öyle bir evde oturabilecek kadar b.ku boncuklu insan evladı görmedim. Görsem evlenirdim.) veya bütüüüüüüüün filmde tek bir kırılma noktası varken bunu kainatın en sürpriz sonuymuş gibi lanse etmeye çalışan yapımlarla kariyerine s.çıyorsun?
Çok istiyorsanız buyrun izleyin. Yalnız benim görüşlerime katılırsanız muhakkak www .karanliktakileriyirmibesincidakikadansonrailerisararakizledimsonundaanaaaaaaaaabumuymusdedim .com adresine girip yorum bırakınız.
İyi seyirler.
*DOLAPTAN ÇIKINIZ!
Not: Teknik desteği dolayısıyla Asiye'me bin teşekkür.
Yılın ilk gününün verdiği şevkle zamanımızı nasıl değerlendirelim diye konuşurken gözlerimizden okunan "Bebeğim ikimiz de biliyoruz ki biz hayatta bugün k.çımızı kaldırıp bir şey yapmayız." bakışlarına sadık kalıp film izlemeye karar verdik. Film izleme kararını hayata geçirmeye daha başlamadan Asiye'den cılız bir "Dışarı çıkıp koşalım, dibine işenecek nice ağaçlar, koklanacak nice popolar, amaçsızca kovalanacak nice k.diler var." teklifi geldi ancak benim bariz tepkisizliğim ve Kıtmir'le Tarçın'ın aniden kulaklarımızda çınlayan dışarı çıkıp gezme planlarına ek olarak bizim günler süren rahibelik sürecimizi de göz önünde bulundurunca evin kapıları otomatik olarak içerden kilitlendi.
Dördümüz Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan'ın yönettiği "İki Dil Bir Bavul"u izlemeye başladık. Biz filme başlamadan Anka evinde gitmişti, sonra Tarçın ve Kıtmir çıktı.
Film hakikaten izlenesi. Beyniniz Hollywood yapımlarından jöleye dönüşmemişse ve Avatar'dan çıktığınızda (Dipnot: Filmin isim hakkını b.k varmış gibi on dört yıl önce alıp M. Night Shylaman'ı herkesin asıl Avatar diye bildiği 'Avatar the Last Airbender'ı "The Last Airbender" ismiyle piyasaya çıkarmak zorunda bırakan James Cameron'ı esefle kınıyorum.) "Konu klişeydi ama efektler iyiydi." demişliğiniz varsa İki Dil Bir Bavul'u izleyiniz.
Ne var ki başlıkta adı geçen "deha" Orhan Eskiköy-Özgür Doğan ikilisi değil. Çağımızın yönetmeni Çağan Irmak. İki Dil Bir Bavul'dan sonra Tarçın ve Kıtmir'i bekleyip üstadın son filmi "Karanlıktakiler"i izlemeye karar verdik.
Size neler hissettiğimi şöyle ifade edeyim: Hani erkekler lise son sınıfta saçını uzatmaya, günümüzde kızlar ugg (Şu kanguru derisi olduğu iddia edilen botlar -ki kanguru derisi çağımızda olmazsa olmaz bir ihtiyaç çünkü biliyorsunuz buzul çağında yaşıyoruz!-) giymeye, devlet büyükleri kapalı yerlerde sigarayı yasaklamaya ya da ne bileyim, İsmail YK müzik yapmaya karar verir ve bunlar aslında insanoğlunun evrimini aksi yönde etkileyen fenomenlerdir ya; işte bizim bu filmi izleme kararımız da aynı doğrultudaymış; bilemedik.
Utanarak itiraf ediyorum ki filme feci önyargılı başladım çünkü daha insanlar Issız Adam'ın aslında yönetmenin bizzat kendisi olduğunu ve Ada isminin hem bayanlara hem erkeklere konduğunu, fakat meselenin bu olmadığını, başka bir şey olduğunu, Çağan Irmak'la ilgili bir şey olduğunu, artık anlayın olduğunu- neyse; işte bütün bunları idrak edemeden "Karanlıktakiler" peydah oluverdi ve insanlar "Ne oluyor?" dedi. Ben dedim en azından.
Velhasılıkelam, film başladı; bilindik Çağan Irmak saplantıları; küçük "ERKEK" çocuklar, çocukların o kadar da masum olmamaları, baba figürünün ortada olmaması, olanın da silik olması, erkek çocuğunun annesiyle sorunları olması ve dominant annesinden gizlice nefret etmesi; kadının zaten kopuk olması ve benzeri bin tane terane... "Bakalım" dedim "neyi istismar edip fondan hangi müziği dayayarak ağlatacak?"... Ağlatmadı...
Keşke ağlatsaydı.
Efendim bu aslında sündürülmüş bir kısa filmdir ve üniversitede bitirme tezi olarak sunulabilecek çok da parlak olmayan bir projenin ite kaka bir buçuk saatlik filme dönüştürülmesi galaksimizde yazılı olmayan kanunlarca yasaklanmıştır.
Bir de... Be DEHA! Sen zamanında "Mustafa Hakkında Her Şey"i çekmişsin, "Ulak"ı çekmişsin... Karın ağrın ne ki aslında Manhattan'da yaşıyor olması gereken karakterleri alıp Taksim'in orta yerine yapıştıran (Issız Adam İstanbul'da geçiyor olamaz arkadaşlar. Ben beş yıldır buradayım daha sinema filmlerine, dizilere kostüm tasarlamaktan sıkılıp kendini -eşcinsellik alt metni olsun diye bu arada. Dolaptan çıkınız!*- kız çocuklarına kovboy kostümü dikip kiralamaya ADAyan ve bu işten cehennem gibi para kazanıp öyle bir evde oturabilecek kadar b.ku boncuklu insan evladı görmedim. Görsem evlenirdim.) veya bütüüüüüüüün filmde tek bir kırılma noktası varken bunu kainatın en sürpriz sonuymuş gibi lanse etmeye çalışan yapımlarla kariyerine s.çıyorsun?
Çok istiyorsanız buyrun izleyin. Yalnız benim görüşlerime katılırsanız muhakkak www .karanliktakileriyirmibesincidakikadansonrailerisararakizledimsonundaanaaaaaaaaabumuymusdedim .com adresine girip yorum bırakınız.
İyi seyirler.
*DOLAPTAN ÇIKINIZ!
Not: Teknik desteği dolayısıyla Asiye'me bin teşekkür.
Grrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr..........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder