24 Şubat 2010 Çarşamba

Emekçi balmumu...




Bu aralar Türkiye'de Recep İvedik'in en çok izlenen film olmasından daha şaşırtıcı olmayan bir biçimde hayatımda olup bitenler otobüs-metrobüs-vapur seyahatlerinde şahit olduğum yurdum insanı profillerinden ibaret.

Geçenlerde de metrobüs Zincirlikuyu durağında inip Beşiktaş'a; bal tanem Asiye'min yanına giderken bindiğim otobüste, hayatım boyunca karşılaştığım en saçma şeyler listesinde ilk beşe hiç de zorlanmadan girebilecek absürdlükte bir vakayla karşılaştım.

Bir insan alın. Cinsiyetini erkek yapın. Tenini esmerleştirin, top sakal ekleyin. Biraz tipsizleştirin. Fitilli kadifeden lacivert bir pantolon giydirin. Üstüne kırmızı-siyah pötükareli bir oduncu gömleği giydirin. Çapraz devetüyü bir postacı çantası takın.

Bildiğiniz emekçi-devrimci tiplerden oldu mu? Güzel...

Şimdi bir anda saçlarını alakasız biçimde uzatıp "rastalı" yapın. Beyninizde yeterince iğrenç bir manzara oluşmadıysa aynı şeyi Zekeriya Beyaz'a yaptığınızı düşünün.

Öyle bir fiziki mevcudiyet kepazeliği düşünün ki; İsmail Hacıoğlu'nun "Kabadayı" filmindeki eğretilik timsali rastalı hali, bu abimizin kendisine yaptığı şeyin yanında ben diyeyim Robbie Williams, siz deyin Edward Norton kalıyor...

Buradan o rastalı tipe sesleniyorum! Eğer bu blogu okuyorsan (Hı hı, tabi.) şu sözlerim kulağına küpe olsun: Umarım o rastayı bir iddia üstüne yaptırmış ve her yeni günü saçlarının bir kaza sonucu alev alması için dua ederek karşılıyorsundur. Rastanın sana yakıştığını falan söylemeye kalkan yılan sinsiliğindeki arkadaşlarını da hayatından çıkar. Evet, bir hata yapıp kendine bunu yapma kararı almış olabilirsin ancak kainatta hiçkimse saçlarını beğenen erkeklerin dünya üzerindeki rakiplerinden birini daha eleyip kişi başına düşen kız oranında kendi paylarını yükseltme çabasında; saçlarını beğenen kızlarınsa çıtayı düşüre düşüre en nihayetinde seni ağlarına alma gayesinde veya basitçe lezbiyen olduklarını anlayamayacak kadar embesil olamaz.

Berber! Hemen şimdi!

Hav!

Hiç yorum yok: