1 Nisan 2010 Perşembe

Eleştirmenliğe soyunan köpek...

Biraz önce geçen ayki maaşımın ciddi bir yüzdesini CD ve DVD'lere hibe ettiğim gerçeğiyle yüzleştim ve bunu konu etmek istedim.

Pek çok film aldım, film mevzusuna girmeye hiç gerek yok. Yalnız sırasıyla Şebnem Ferah, Hayko Cepkin, Gripin, Feridun Düzağaç ve Emre Aydın ÇAAT diye hep birden albüm çıkarma kararı alınca cidden belimi çok büktü, kendilerinden bahsetmeden edemedim.
Şebnem Ferah'ın albümünü (Benim Adım Orman) ne zaman aldığımı tam anımsayamıyorum zira bütün albümü ezberlemiş olduğum gerçeğini göz önünde bulundurursak bayağı olmuş. Bilindik Şebnem aslında. Bana biraz daha yumuşak gibi geldi ama eminim ki canlı performanslarda (Eğer yine sahneye zom olmuş vaziyette çıkıp bütün şarkıları seyirciye söyletmeyi seçmezse) bu albümün şarkılarının diğerlerine nazaran çok daha vurucu ve coşumcu olacağından eminim. Ayrıca "Serapmış" için elini eteğini öpmek istiyorum kendisinin.
Hayko Cepkin her zamanki gibi dağıttı beni yine. Kendini aştıkça aşıyor, gözü kapalı aldığım için en ufak bir pişmanlık duymuyorum kendisinin albümünü (Sandık). Yalnız insanın hevesini biraz kursağında bıraktığı da bir gerçek. Şöyle ki, tam albüme ısınıp hazzını almaya başlıyorsunuz ki, bitiyor. sanki birkaç şarkı daha olsa daha bir doygun çıkaracağız kulaklıklarımızı. Hayko da sağolsun "Sahibi yok" la ağzıma s.çtı; beni benden aldı. "Benden ayrı bir ben yandı".

Gripin çok pişmiş gibi geldi bana bu albümde (M.S. 05.03.2010), biraz eski albümü aratıyor ilk etapta ama böyle şeyleri zaman gösteriyor genelde.
Nihayetinde "Zamana bırakma bizi" ya da "Böyle kahpedir dünya" cevvalliğinde şarkılar yazmak her zaman mümkün olamıyor. Yalnız ayrılan basçılarının yokluğu inceden hissediliyor. Ne olursa olsun söz yazmadaki fark yine konmuş, aldatan ve terk eden adamın günah çıkarması yine dile gelmiş, çok güzel olmuş. "Gidenin dostu olmaz" yüze tokat gibi inmekte.

Feridun Düzağaç'ın albümüne (F-7) biraz daha zaman vermem gerektiği kanısındayım. İlk birkaç dinlemede önceki muhteşem şaheserleri "Bir Devam Filmi - Siyah Beyaz Türkçe Dublaj" ve onu mütakip "Uykusuza Masallar"da aldığım zevkin onda birini alabilmiş değilim henüz ama dediğim gibi bir bildiği vardır Feridun Düzağaç'ın diyorum. Öte yandan bu albüme kadar benim için Türkiye'nin en iyi söz yazarı ve en kaliteli albüm ismi koyan sanatçısı olarak gördüğüm, şair söz yazma konusunda yine laf söyletmiyor ama albüm ismi kısmı çok lüzumsuz geldi bana. Bir de depresif kalıbından sıyrılma çabası gördüm-kapak fotoğraflarında gülümsemeler falan- yersiz buldum.
Emre Aydın'ın son albümünü (Kağıt Evler) tam şu anda ilk kez dinliyorum ve yine başardığını görüyorum. Ne çare ki muhtemelen bir önceki albüm gibi çok yakın gelecekte tamamını ezberleyip sıkılacağız. Emre Aydın nedense çok akılda kalıcı şarkılar yapıyor ama buna rağmen yüzyıllarca ilk albümünün ekmeğini yiyip sonra nihayet yeni bir albüm çıkarma gerekçesini anlayamadım. Eğer satış kaygısı varsa daha sık üretmemeli mi? Belki de çok sevip çabuk ezberleyip çabuk soğuduğumdan daha çok Emre Aydın istiyorumdur hayatımda. Bu arada şunu da eklemek zorundayım ki Emre Aydın'ın git Gide Dolores O'Riordan'a benzediği gerçeği beni an be an korkutuyor. Yine de yaşasın, iyi bir albümle karşımızda.

Çok yaşa yerli rock...

(Yabancılara bilahare dalarım, yerlilere de daha fazla eğilmeyeyim, byte'ım yetmez.)

Hev!

Hiç yorum yok: